|
 |
YENİ CHP ESNAFIMIZI ALDATIYOR, GENÇLERİMİZİ KANDIRIYOR CHP 2011 Seçim Bildirgesi’nin 24. sayfasında, “Cumhuriyetimizin 100. Yıl Hedefleri” başlığı altında şu sözler verilmektedir: “Gayri Safi Hâsılayı 2,6 trilyon dolara, kişi başına geliri 31.500 dolara ulaştıracağız” Yeni CHP, bu sözünü yerine getirebilecek iradeye sahip değildir. Çünkü AKP hükümeti ve Yeni CHP’nin kabul ettiği AB Müktesebatının 9., 17., 32. ve 33. Fasıllarına göre mali, ekonomik ve parasal konularda irade, Brüksel’in elindedir. AB’nin onaylamadığı ekonomik hedefleri ve bütçesel tercihleri uygulamaya koymak mümkün değildir. İşte, AB Mandasının anlamı da bu demektir! Manda, vesayet altına girmek demektir. AB Müktesebatını kabul etmekle, hem AKP hükümeti hem de Yeni CHP, AB’nin vesayeti altına girmeyi kabul etmişlerdir. Bir kez yabancı bir devletin vesayet altına girdiniz mi, bir kez bir yabancı devletin sömürgesi olmayı kabul ettiniz mi, artık siz uşak konumuna girdiniz demektir. Uşakların seçme hakkı yoktur, Efendiler her şeye karar verirler. AB Mandasını kabul edenler, uşak olmayı kabul etmişlerdir. AB Mandasını kabul eden uşakların Efendisi, Hıristiyan AB devletidir. Fasıl 9: Mali Hizmetler Fasıl 17: Ekonomik ve Parasal Politika Fasıl 32: Mali Kontrol Fasıl 33: Mali ve Bütçesel Hükümler Vaat: “Her yıl 800 bin kişiye istidam yaratacağız” Yeni CHP’nin bu vaadini tutması mümkün değildir. Çünkü AKP hükümeti ve Yeni CHP’nin kabul ettiği AB Müktesebatının 19. faslı buna izin vermemektedir. Fasıl 19: Sosyal Politika ve İstihdam Vaat: “İşsizlik oranını %5 düzeyine indireceğiz” Yeni CHP’nin bu hedefe ulaşması mümkün değildir. Çünkü AKP hükümeti ve Yeni CHP’nin kabul ettiği AB Müktesebatının 19. Faslı buna izin vermemektedir. Fasıl 19: Sosyal Politika ve İstihdam CHP 2011 Seçim Bildirgesi’nin 25. sayfasında, “Üreten, Rekabetçi ve Ekonomiyi Destekleyen Devlet Anlayışı” başlığı altında şu vaatte bulunmaktadır: “T.C. Ziraat Bankası ve Türkiye Halk Bankası’nı özelleştirmeyecek, bu bankaların çiftçi ve esnafa desteklerini, bankacılığın genel kurallarına uyarak sürdüreceğiz.” Yeni CHP’nin bu sözünü tutması mümkün değildir. Çünkü 6 Ekim 2004 tarihli AB belgelerinde açıkça yazıldı, tüm devlet bankaları özelleştirilecektir. Bununla da yetinilmedi, 17 Aralık 2004 tarihinde AKP hükümetinin başı Recep Tayyip Erdoğan’ın Brüksel’de imzaladığı çok ağır koşullar içeren Başkanlar Konseyi kararlarından birine göre de devlet bankalarının tümünün özelleştirileceği açıkça buyrulmuştur. Bu nedenle, elde kalan üç devlet bankası; T.C. Ziraat Bankası, Türkiye Halk Bankası ve Vakıf Bank da 12 Haziran 2011 genel Seçimlerinden hemen sonra özelleştirilecektir. CHP 2011 Seçim Bildirgesi’nin 25. sayfasında, “İstihdam Seferberliği” başlığı altında şu sözler verilmektedir: “CHP iktidarında ekonominin her yıl 800 bin yeni istihdam yaratmasını sağlayacağız” “İşgücüne genel katılım oranını %55’e, kadınların işgücüne katılımını %40 düzeyine yükselteceğiz” Yeni CHP’nin bu vaatlerini yerine getirmesi mümkün değildir. Çünkü AKP hükümeti ve Yeni CHP’nin kabul ettiği AB Müktesebatının 19. Faslı buna izin vermemektedir. Fasıl 19: Sosyal Politika ve istihdam CHP 2011 Seçim Bildirgesi’nin 31. sayfasında, “KOBİ’lere Sıfır Faizli Kredi ve Teknoloji Desteği” başlığı altında şu söz verilmektedir: “KOBİ’lere, ödedikleri vergi ve sigorta primi tutarında faizsiz işletme kredisi vereceğiz” Önce “KOBİ” ne demek, tanımını yapalım. KOBİ, küçük ve orta boy işletme demektir. Halk arasında bunlar kısaca “Esnaf ve Sanatkârlar” olarak bilinir. Yaygın kanının tam tersine, Türkiye ekonomisinin omurgasını holdingler, büyük şirketler oluşturmazlar. Bu temel bilgiden yoksun olan Yeni CHP’nin Parti Meclisi üyesi ve milletvekili adayı Prof. Dr. Binnaz Toprak, AKP’nin ekonomik politikalarını beğendiğini söyleyip överken, başarının kanıtı olarak da artan holding sayısını gösteriyordu! Türkiye ekonomisinin belkemiğini, KOBİ’ler, yani küçük ve orta boy işletmeler oluşturmaktadır. Günümüzde ülkemizde 2 milyondan fazla KOBİ bulunmaktadır. KOBİ’lerde yaklaşık 8 milyon kişi çalışmaktadır. KOBİ’lerde çalışanları eşleri ve çocuklarıyla birlikte hesaba katarsak, yaklaşık olarak 25 milyonluk bir nüfusa sahip olduklarını görürüz ki, bu Türkiye nüfusunun neredeyse üçte biri demektir. Bugün KOBİ’ler borç batağındadır! Toplam borçları 80 milyar doları aşmıştır, her 3 esnaftan 2’si perişandır. İşte bu durumun farkında olan Yeni CHP, KOBİ’lere faizsiz işletme kredisi vereceğini vaat etmektedir. Yeni CHP’nin bu sözünü tutması mümkün değildir. Çünkü AKP hükümetin ve Yeni CHP’nin kabul ettiği AB Müktesebatının 17., 32. ve 33. Fasılları buna izin vermemektedir. Fasıl 17: Ekonomik ve Parasal Politika Fasıl 32: Mali Kontrol Fasıl 33: Mali ve Bütçesel Hükümler Yeni CHP’nin bu vaadini yerine getiremeyeceğini bir de somut bir örnek vererek kanıtlayayım: Günümüz İngiltere’sinde 1 milyon 600 bin KOBİ bulunmaktadır. İngiliz ekonomisinin de belkemiğini KOBİ’ler oluşturmaktadır. İngiliz hükümeti, KOBİ’lerinin muhasebe yöntemlerini sadeleştirmek, bürokratik işlemlerini azaltmak ve bu yolla KOBİ’lerine yılda £400 milyon (yaklaşık $600 milyon) kazandırmak istedi. Biliyor musunuz ne oldu? AB karşı çıktı! AB, İngiliz KOBİ’lerine ne karışır, demeyiniz! AB üyesi olan İngiltere, her üye devlet gibi, parasal konulardaki kararlarını ve bütçesini Brüksel’e onaylatmak zorundadır! (Kaynak: Yılmaz Dikbaş, “İĞFAL”, Asya Şafak Yayınları, Ocak 2011, İstanbul, sayfa: 524–525) CHP 2011 Seçim Bildirgesi’nin 34. sayfasında, “Kamu Reformu ve Reformun Yaratacağı Yeni Kurumsal Yapılar” başlığı altında şu vaatlerde bulunulmaktadır: “Tarım Bakanlığını yeniden yapılandıracağız. Tarım Piyasaları Düzenleme ve Destekleme Kurumu’nu kuracağız” Yeni CHP’nin bu sözünü yerine getirmesi mümkün değildir. Çünkü AKP hükümeti ve Yeni CHP’nin kabul ettiği AB Müktesebatının 11. Faslı buna izin vermemektedir. Fasıl 11: Tarım ve Kırsal Kalkınma Vaat: “Türkiye’de çöken hayvancılığı yeniden ayağa kaldırmak üzere Hayvancılık ve Süt Ürünleri Destek Müdürlüğü kuracağız. Adana, Bingöl, Diyarbakır, Erzurum, Sakarya ve Van Et Kombinaları özelleştirilirken CHP neredeydi? Eski CHP hep özelleştirme yanlısı olmuştur. Yeni CHP de özelleştirme yanlısıdır. Özelleştirme yanlısı Yeni CHP’nin hayvancılığı kalkındırma sözüne inanılabilir mi? Kaldı ki, Yeni CHP’nin kabul ettiği Avrupa Müktesebatının 11. Faslı bu tür atılımlara izin vermemektedir. İzmir, Burdur, Eskişehir, Erzurum, Erzincan, Afyon, Adana, Muş, Aksaray, Sivas, Elazığ, İstanbul, Çorum, Diyarbakır, Kastamonu ve Giresun Süt ve Mamulleri İşletmeleri özelleştirilirken CHP neredeydi? Eski CHP hep özelleştirme yanlısı olmuştur. Yeni CHP de özelleştirmeden yanadır. Özelleştirmeden yana olan Yeni CHP’nin Süt ürünleri üretimini canlandıracağına inanabilir misiniz? Kaldı ki, Yeni CHP’nin kabul ettiği AB Müktesebatının 11. Faslı buna izin vermemektedir. Fasıl 11: Tarım ve Kırsal Kalkınma Vaat: “Balıkçılığımızın sorunlarını çözmek üzere Su Ürünleri Genel Müdürlüğü’nü kuracağız” Yeni CHP’nin bu sözünü tutması mümkün değildir. Çünkü Yeni CHP’nin kabul ettiği AB Müktesebatının 13. Faslı buna izin vermemektedir. Fasıl 13: Balıkçılık AB Müktesebatının bu faslı üzerinde biraz durmakta yarar görüyorum. Müktesebatın her faslı masaya gelmeden önce Tanıtıcı ve Ayrıntılı Tarama aşamalarından geçilir. AB Müktesebatının 13. Faslı olan “Balıkçılık” konusunda Ayrıntılı Tarama toplantısı 31 Mart 2006 tarihinde Brüksel’de yapıldı. Bu toplantıda Türk tarafı, AB tarafına istenilenlerin yerine getirileceği sözünü verdi. Peki, nelerin yerine getirileceğine söz verildi? Anlatayım. AB’nin Ortak Balıkçılık Politikası gereği, her üye ülkenin denizlerinde tutacağı balık miktarına kota koyulmuştur. Bu politikanın uygulanması sırasında, hiçbir üye ülke kendisine tanınmış kotadan fazla balık tutamaz. Eğer tutacak olursa, kota fazlası tutmuş olduğu balıkları yeniden denize dökmek zorunda bırakılır. Şimdi gelelim Türkiye’ye. Türkiye, üç yanı denizlerle çevrilmiş ve bir içdenizi bulunmasına rağmen, balıkçılıkta gelişmiş bir ülke değildir. Denizlerimizde avlanan balık miktarı yılda 400 bin tonu biraz geçmektedir. Bunun yaklaşık 240 bin tonu hamsi, 20 bin tonu kefal, 20 bin tonu sardalye ve 15 bin tona yakını istavrittir. AKP hükümeti ve Yeni CHP, AB Müktesebatını kabul etmiş olduğu için, 12 Haziran 2011 genel seçimlerinden sonra, Türk balıkçıları denizlerimizi Yunanlılarla ve Kıbrıslı Rumlarla paylaşmak zorunda kalacaktır. AB Müktesebatının 13. Faslı gereği, Türkiye’ye de bir kota tanınacak ve Türk balıkçıları bu kotadan fazlasını tutamayacaklardır. Tutacak olurlarsa da, AB gözlemcileri tarafından denetleneceklerinden, kota fazlası balığı denize dökmek zorunda bırakılacaklardır. Peki, tüm bunlardan Türk balıkçıların haberi var mıdır? Yeni CHP’nin bunları bilmememsi mümkün müdür? Yeni CHP elbette bunları biliyor, fakat nasıl olsa halkımız, dolayısıyla da balıkçılarımız bunu bilmiyor varsayımıyla hareket ederek, tutulması asla mümkün olmayan vaatlerde bulunuyor. Aldatmaya, kandırmaya yönelik yalan söylemeyi dürüst politikacılıkla bağdaştırabilir misiniz? CHP 2011 Seçim Bildirgesi’nin 37. sayfasında, “Gençlere Daha Çok İş” başlığı altında şu sözler verilmektedir: “Genç İstihdamlı Büyüme, istihdam politikalarımızın ana eksenini oluşturacak” “Gençlerin girişimcilik çabalarını teşvik edeceğiz. Girişimci gençlerin fikir ve projelerine destek vererek iş yaşamına daha kolay atılmalarını sağlayacağız” “Gençler için kariyer yönlendirme ve danışmanlık hizmetlerini yaygınlaştıracağız” Yeni CHP’nin bu sözlerini yerine getirmesi mümkün değildir. Çünkü Yeni CHP’nin kabul ettiği Avrupa Birliği Müktesebatının 19. Faslı buna izin vermemektedir. Fasıl 19: Sosyal Politika ve İstihdam Çalışabilir gençlerimizin en az üçte birinin işsiz olduğunu hepimiz biliyoruz, AKP hükümeti de biliyor. Eğer gençlerimize iş bulma, Yeni CHP’nin anlattığı gibi kolay olsaydı bunu AKP yapmaz mıydı? Milyonlarca gencimize iş yaratıp, 12 Haziran 2011 seçimleri öncesi çok büyük bir üstünlük sağlamaz mıydı? AKP, iktidarda olduğu halde neden gençlere iş olanakları yaratacağı sözünü vermiyor? Veremiyor da ondan! Veremiyor, çünkü kabul ettiği AB Müktesebatı buna izin vermiyor! AB Mandasını yani vesayetini kabul edenler, Efendilerinin koyduğu kuralların dışına çıkamazlar! Uşakların seçme hakkı yoktur! İşte aynı gerekçelerle, AB Mandacısı Yeni CHP’nin de gençlerimize iş olanakları yaratabilme iradesi yoktur! |
|
 |
|