VANDAL(9 Ekim 2014)
"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, yabancı sözcükleri kullanmayı çok seviyorlar. Sık sık kullandıkları; konjöktür, motivasyon, kaos, konsept, manipülasyon, provokasyon sözcüklerinden sonra, Vandal ve Vandalizm sözcükleri de ağızlarından düşmez oldu!..."
...devam

KURBAN(5 Ekim 2014)
"Kurban kesme, bir KURAN kuralı, bir Kuran hükmü değildir!"
...devam

KURNAZ BİR YOBAZ AKIL VERİYOR(16 Eylül 2014)
"Kurnaz yobaz Ahmet Hakan, CHP'ye akıl verirken asıl şunu demek istiyor: Sakın karışmayın; din ticareti, yobazlık saltanatı sürüp gitsin!"
...devam

TÜRBE ZİYARETİ(6 Eylül 2014)
Osmanlı padişahlarının İstanbul'daki türbelerini ziyaret edenlerle, ANITKABİR'i ziyaret edenlerin sayısı karşılaştırıldığında ortaya şu çarpıcı gerçek çıkmaktadır: Türk Milleti, Osmanlı padişahlarını sevmemiş, benimsememiş, sahiplenmemiş ve unutup gitmiştir...
...devam

MEVLİT(2 eYLÜL 2014)
Mevlit, Kuran'dan alınmış bir ayet ya da ayetler toplamı değildir. Mevlit'in içeriği, İslam'ın kutsal kitabı Kuran'a aykırıdır!
...devam

 
isim
e-mail

Ekle Çıkar

CHP 2011 SEÇİM BİLDİRGESİ; ALDATMANIN, KANDIRMANIN ve YALANLARIN BELGESİDİR Bir siyasi partinin seçim öncesi yayınladığı Seçim Bildirgesi, iktidar olduğunda yapacaklarını içeren siyasi belgedir. Seçim meydanlarında söylenen sözler, verilen vaatler unutulabilir, yanlış anlaşılmış olduğu gerekçesiyle inkâr da edilebilir. Ama yazılı hale dönüştürülmüş sözleri ve vaatleri inkâr etme olanaksızdır. Yeni CHP de 12 Haziran 2011 seçimleri öncesi, Seçim Bildirgesini yayınladı. Ön kapağında “Özgürlüğün ve umudun ülkesi. Herkesin Türkiye’si. CHP 2011 SEÇİM BİLDİRGESİ” yazılı siyasi belge 134 sayfadan oluşmaktadır. Bilgisayarı olan herkes, İnternete girerek bu belgeyi okuyabilir, isterse indirip yazılı çıktı alabilir. Değerli Dostlar, CHP 2011 Seçim Bildirgesi’ni okudum. Bu siyasi belgenin irdelemesini şu üç kaynağı temel alarak yaptım: 1. 17 Aralık 2004 tarihinde Brüksel’de, T.C. Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzalamış olduğu, çok ağır koşullar içeren “Avrupa Birliği Başkanlık Konseyi Kararları”. İngilizcesi 27 sayfa olup 23 maddeden oluşan bu kararların sadece son 7 maddesi Türkiye ile ilgilidir. 2. Avrupa Birliği Müktesebatı Avrupa’da son 60 yılda çıkmış olan yasaların, kararnamelerin ve kuralların tümü demektir. İngilizcesi bugün 100 bin sayfayı aşmış bulunmaktadır. AB’ye üye olmak isteyen her ülke, adaylık dönemi başlar başlamaz AB Müktesebatının tamamını kabul etmek zorundadır. AB’ye aday üyelik dönemi 3 Ekim 2005 tarihinde başlayan Türkiye, AKP iktidarında, AB Müktesebatını kabul etmiştir. Günümüzde T.B.M.M’de bulunan siyasi partilerin tümü de AB Müktesebatını kabul etmişlerdir. AB Müktesebatı, Müzakereleri kolaylaştırmak amacıyla, 35 bölüme, ya da Fasıla ayrılmıştır. 3. T.B.M.M’nin çıkarmış olduğu “Uyum Yasaları” Avrupa Birliği yasalarına uyum sağlamak amacıyla, bugüne kadar T.B.M.M’den bugüne kadar 10 Uyum Yasaları Paketi geçirilmiştir. Her paketin içinde onlarca yasa bulunmaktadır. Bu üç kaynaktan ilk ikisini, ilk baskısı Kasım 2006 tarihinde yapılmış olan “Avrupa Birliği Tabuta Çakılan Son Çivi” kitabımda tüm ayrıntılarıyla anlatmıştım. Üçüncü kaynak, “Uyum Yasaları” ile ilgili ayrıntılı bilgileri ise Ocak 2011 tarihinde ilk baskısı yapılan “İĞFAL” adlı kitabımda ayrıntılarıyla yazılmıştır. Kitabımda 105 uyum yasası yer almaktadır. Öyleyse, açıklamalara başlamadan hemen önce şunu rahatlıkla söyleyebilirim. CHP 2011 Seçim Bildirgesi’nin irdelemesini üç ayrı resmi kaynağa dayalı yapacağımdan, doğruluğundan hiç kimse asla kuşku duymamalıdır. Kuşku duyacak olanların, yukarıda adlarını yazdığım kaynakları okumaları yeterli olacaktır. Değerli Dostlar, CHP 2011 Seçim Bildirgesi’nin ilk 17 sayfasında 34 kez “özgürlük” sözcüğü kullanılmıştır. Özgür insan, özgürlükçü demokrasi, özgür ortam, ifade özgürlüğü, temel hak ve özgürlükler, hak arama özgürlüğü ve basın özgürlüğü deyimleri peş peşine boca edilmiştir. 17 sayfada 34 kez “özgürlük” sözcüğünün kullanıldığı Bildirgede, Yeni CHP, bu sözcükten ne anladığını, ne anlatmaya çalıştığını açıklamamıştır. Özgürlük kavramı, eski çağ filozoflarının başlattığı ve yüz yıllarca sürmüş kısır tartışmaların odağında olmuştur. Yeni CHP, yeni bir felsefi tartışma mı başlatmak istemektedir? Yeni CHP, hangi özgürlükten söz ediyor? Yeni CHP’nin Seçim Bildirgesini yazanlara soruyorum: Özgür olmayan bir ulusun bireyleri ve kurumları özgür olabilir mi? Tam bağımsız olmayan bir ulusun bireyleri ve kurumları özgür olabilir mi? Yeni CHP’nin Seçim Bildirgesinde bu sorulara yanıt bulunmamaktadır. Bildirgesinde “özgürlük” sözcüğünü 17 sayfada 34 kez kullanmış olan Yeni CHP’ye soruyorum: Türk ulusu özgür mü? Parası, maliyesi, ekonomisi bir yabancı devletin denetiminde olan bir ulus özgür sayılabilir mi? Kendi siyasi ve ekonomik politikalarını kendi iradesiyle oluşturamayan bir ulus özgür sayılabilir mi? Kendisini dış ve iç düşmanlara karşı kollayıp korumakla görevli olan ordusu, yabancı bir devletin denetim ve buyruğunda olan bir ulusa, özgür olduğu söylenebilir mi? Okullarında ve üniversitelerinde yabancı bir devletin eğitim programları uygulanan bir ulus, özgür sayılabilir mi? Sivil toplum örgütleri, belediyeleri, üniversiteleri, şirketleri ve bireyleri; yabancı devletlerin ve yabancı kuruluşların verdiği paralarla iğfal edilmiş bir ulus, özgür olabilir mi? Medyası küresel çetenin buyruğuna girmiş bir ulus, özgür sayılabilir mi? Listeyi daha da uzatabiliriz. Ancak tartışmasız gerçek ortadadır, Türk ulusu özgür değildir. Türk ulusu bağımsızlığını yitirmiştir, 12 Haziran 2011 seçimlerinden sonra yapılacak anayasa değişikliğiyle ulusal egemenliğini de resmen bir yabancı devlete teslim edecektir. Yeni CHP, Türk ulusunun özgürlüğünü elinden alan yukarıda saydığım engelleri ortadan kaldıracağını söylemiyor! Bağımsızlıktan ve Ulusal Egemenlikten hiç söz etmeden; içi boş, kuru bir “özgürlük” deyimini sık sık tekrarlayarak, en azından yandaşlarını, uyutmayı yeğliyor. CHP 2011 Seçim Bildirgesi’nin 4. sayfasında, “Atatürk Devrimleri ve Altı Ok İlkesi” başlığı altında YENİ CHP’nin okları şöyle sıralanmıştır: 1. CHP Özgürlükçüdür. 2. CHP Eşitlikçidir. 3. CHP Dayanışmacıdır. 4. CHP Çoğulcudur. Hani, ALTI OK nerede? Açıkça görülmektedir ki, eski CHP’nin ALTI OKU’nun tamamı kaldırılıp atılmıştır. YENİ CHP artık; 1. Cumhuriyetçi değildir. 2. Milliyetçi değildir. 3. Halkçı değildir. 4. Laiklik ilkesinin savunucusu değildir. 5. Devletçi değildir. 6. Devrimci değildir. Yeni CHP’nin artık ALTI OK ilkesi yoktur, DÖRT OK ilkesi vardır: Özgürlükçü, Eşitlikçi, Dayanışmacı ve Çoğulcu. Yeni CHP, yeni ilkelerini böyle apaçık ortaya koymuşken, hâlâ bazı eski CHP’lilerin, “CHP Atatürk’ün Partisidir”, “CHP’nin Bayrağı ALTI OK’dur” diye diretmesini nasıl açıklayacaksınız? CHP 2011 Seçim Bildirgesi’nin 9. sayfasında, “Yeni ve Özgürlükçü Anayasa” başlığı altında bir sayfa ayrılmıştır. Burada tam altı kez “özgürlük” sözcüğü geçmekte, Yeni Anayasada şu özgürlüklerin bulunacağı anlatılmaktadır: Özgür ortam, ifade özgürlüğü, temel hak ve özgürlükler, özgürlükçülük ve çoğulculuk. Yeni CHP’nin tasarladığı Anayasada, tüm özgürlüklerin temeli olan Bağımsızlıktan ve Ulusal Egemenlikten hiç söz edilmemiştir. Yeni CHP’nin üst düzey yöneticileri seçim meydanlarında ve televizyon kanallarında, mevcut Anayasanın “değiştirilmesi teklif dahi edilemez” ilk üç maddesini değiştireceklerini söylemekte, ama CHP 2011 Seçim Bildirgesi’nde bundan hiç söz edilmemektedir. Yeni CHP’nin Parti Meclisi Üyesi Prof. Dr. Binnaz Toprak, Anayasadan “Türklük” tanımın çıkarılmasını istemekte, ama onun bu isteği CHP 2011 Seçim Bildirgesi’nde yer almamaktadır. Yeni CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bu ikiyüzlülüğü halkımıza açıklamak zorunda değil midir? CHP 2011 Seçim Bildirgesi’nin 11. sayfasında, “Baskıya ve Korkuya Son” başlığı altında şunların yapılacağına dair söz verilmektedir: “Özel yaşamın gizliliğini ihlal eden yasa dışı telefon dinlemelere son verilecektir” AB yanlısı olan Yeni CHP’nin bu sözünü yerine getirmesi mümkün değildir. Çünkü: Avrupa Birliği Polisi, Avropol, tüm AB vatandaşlarının telefonlarını dinleme, bilgisayarlarına girip tüm yazışmaları izleme ve denetleme hakkına sahiptir. Milyonlarca AB vatandaşının DNA bilgileri, Avropol’un bilgi bankasında saklanmaktadır. Artık hiçbir AB vatandaşının “özel yaşamından” söz edilemez duruma gelinmiştir. İşte bu yapısından dolayı Avropol’u, Gestapo’ya ya da eski Sovyetler Birliği’nin gizli istihbarat servisi KGB’ye benzeten siyasetçilerin ve hukukçuların haykırışları duyulmaktadır. Vaat: “Araştırmacı gazeteciler üzerinde uygulanan sansür, hapis cezası, hakaret davaları gibi her türlü baskı girişimlerine son verilecektir” AB’nin en ateşli savunucusu olan Yeni CHP’nin bunu başarması söz konusu bile olamaz. Çünkü: AB Polisi Avrapol, araştırmacı gazetecilerin evlerine sabahın köründe baskınlar düzenlemekte, tüm arşivlere el koymakta, yazarın cep telefonu, bilgisayarı ve banka defterlerini, hiçbir tutanak tutmadan alıp gidebilmektedir. Bu baskınları yapan Avropol polisleri hakkında mahkemelerde dava açılamamaktadır, çünkü tüm Avropol elemanlarının “dokunulmazlık” hakları bulunmaktadır. Vaat: “Arama, gözaltına alma ve tutuklamalarda keyfi uygulamalar önlenecektir” Türkiye’yi AB’ye sokmakta kararlı olduğunu ilân eden Yeni CHP’nin bu sözünü tutması mümkün değildir. Çünkü: Bir AB vatandaşı, AB üyesi bir ülkedeki herhangi bir savcının çıkardığı Tutuklama Emri ile tutuklanabilmekte, hiçbir kanıt ve tanık gösterilmeden, yargılanmak üzere Tutuklama Emrini çıkaran savcının ülkesine gönderilebilmektedir. Avrupa Savcısı, bir zanlıyı bir yargıç ya da mahkeme önüne çıkarmadan tutuklayabilmekte, bu tutukluluk süresi altı ay sürebilmektedir. Savcı isterse, bu tutukluluk süresini üçer aylık süreler halinde istediği kadar sürdürebilmektedir Değerli Dostlar, Başta Yeni CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere, CHP’nin tüm üst düzey yöneticileri, şu varsayımdan hareket etmektedirler: “Nasıl olsa Türk halkı Avrupa Birliği ile ilgili bilgilerden yoksundur. Avrupa Birliği Müktesebatı nedir, bilmez; 17 Aralık 2004 tarihinde imzalanmış olan Başkanlık Konseyi Kararları’nın içerdiği çok ağır koşullardan habersizdir; T.B.M.M’nin çıkarmış olduğu Uyum Yasaları’nı duymamıştır bile! Öyleyse biz, istediğimiz yalanları uydurur, yerine getiremeyeceğimiz sözleri verir ve halkı aldatıp kandırırız!” Değerli Dostlar, İşte ben burada size AB ile ilgili tüm bilgileri kaynaklarıyla birlikte sunarak, Yeni CHP’nin varsayımını yıkmaya çalışıyorum. CHP Seçim Bildirgesi’nin 12. sayfasında, “Özgür Medya ve İnternet” başlığı altında şunlar yazılıdır: “Basın özgürlüğünün önündeki tüm engelleri ve medya üzerindeki her türlü baskıyı kaldıracağız.” Yeni CHP’nin bunu uygulaması mümkün değildir. Çünkü AKP hükümetinin ve YENİ CHP’nin kabul ettiği AB Müktesebatının 6., 10. ve 24. Fasılları buna izin vermemektedir. Fasıl 6: Şirketler Hukuku Fasıl 10: Bilgi Toplumu ve Medya Fasıl 24: Adalet, Özgürlük ve Güvenlik Vaat: “Medyada tekelleşmeyi önleyeceğiz” Yeni CHP’nin bunu da gerçekleştirmesi mümkün değildir. Çünkü AKP hükümeti ve YENİ CHP’nin kabul ettiği AB Müktesebatının 4., 6. ve 10. Fasılları buna izin vermemektedir. Fasıl 4: Sermayenin Serbest Dolaşımı Fasıl 6: Bilgi Toplumu ve Medya Fasıl 10: Bilgi Toplumu ve Medya Vaat: “Medya çalışanlarının örgütlenmesinin önündeki yasalardan ve işveren uygulamalarından kaynaklanan engelleri kaldıracağız.” Yeni CHP’nin bu sözünü tutması mümkün değildir. Çünkü AKP hükümetinin ve Yeni CHP’nin kabul ettiği AB Müktesebatının 10. ve 19. Fasılları buna izin vermemektedir. Fasıl 10: Bilgi Toplumu ve Medya Fasıl 19: Sosyal Politika ve İstihdam Vaat: “Bir özgürlükler alanı olması gereken internet üzerindeki aşırı düzenlemeleri kaldıracak ve yasaklayıcı zihniyeti değiştireceğiz.” Yeni CHP’nin bu değişiklikleri yapması mümkün değildir. Çünkü AKP hükümeti ve Yeni CHP’nin kabul ettiği AB Müktesebatının 10. ve 24. Fasılları buna izin vermemektedir. Fasıl 10: Bilgi Toplumu ve Medya Fasıl 24: Adalet, Özgürlük ve Güvenlik

designed by mescomedia