VANDAL(9 Ekim 2014)
"Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu, yabancı sözcükleri kullanmayı çok seviyorlar. Sık sık kullandıkları; konjöktür, motivasyon, kaos, konsept, manipülasyon, provokasyon sözcüklerinden sonra, Vandal ve Vandalizm sözcükleri de ağızlarından düşmez oldu!..."
...devam

KURBAN(5 Ekim 2014)
"Kurban kesme, bir KURAN kuralı, bir Kuran hükmü değildir!"
...devam

KURNAZ BİR YOBAZ AKIL VERİYOR(16 Eylül 2014)
"Kurnaz yobaz Ahmet Hakan, CHP'ye akıl verirken asıl şunu demek istiyor: Sakın karışmayın; din ticareti, yobazlık saltanatı sürüp gitsin!"
...devam

TÜRBE ZİYARETİ(6 Eylül 2014)
Osmanlı padişahlarının İstanbul'daki türbelerini ziyaret edenlerle, ANITKABİR'i ziyaret edenlerin sayısı karşılaştırıldığında ortaya şu çarpıcı gerçek çıkmaktadır: Türk Milleti, Osmanlı padişahlarını sevmemiş, benimsememiş, sahiplenmemiş ve unutup gitmiştir...
...devam

MEVLİT(2 eYLÜL 2014)
Mevlit, Kuran'dan alınmış bir ayet ya da ayetler toplamı değildir. Mevlit'in içeriği, İslam'ın kutsal kitabı Kuran'a aykırıdır!
...devam

 
isim
e-mail

Ekle Çıkar

YENİ CHP’NİN YÖNETİCİLERİ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Kurultay’da aldığı yetkiyle, partinin 80 kişilik Parti Meclisini (PM) ve 20 üyeli Merkez Yürütme Kurulunu (MYK) kendi isteği ve kendi tercihleri doğrultusunda oluşturdu. Günümüz CHP’sinin PM, MYK ve milletvekillerine baktığımızda karşılaştığımız manzara şudur: CHP’de çok farklı odakların ve kesimlerin temsilcileri bulunmaktadır. Sıralayalım. Fethullah Gülen Yanlıları- Laiklik Karşıtları - PM üyesi Dr. Muhammet Çakmak konuşuyor: “Fethullah Gülen bilgedir, saygıyla selamlıyorum” - Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu konuşuyor: “Siyasete girmeyen tarikata saygılıyım” - 22.04.2011 Cuma akşamı Kemal Kılıçdaroğlu’na, Habertürk televizyonunda katıldığı “Türkiye’nin Nabzı” programında şu soru soruldu: “Türkiye’de irtica tehdidi var mı?” Kılıçdaroğlu, anında, kendinden emin tok sesle, “Hayır” cevabını verdi. Eylül 2010’da Amanya’ya yaptığı gezi sırasında bir Alman gazeteci Kemal Kılıçdaroğlu’na sordu: “Laikliğin tehdit altında olduğunu düşünüyor musunuz?” Kılıçdaroğlu bu soruya şu yanıtı verdi: “Hayır. Bugün için Türkiye’de laiklik tehlikededir diyemem, böyle bir tehlike görmüyoruz” Aynı günün öğle yemeğinde buluştuğu Türk gazetecilerden biri aynı soruyu bir kez daha sorunca, Kemal Kılıçdaroğlu şunları söyler: “Gerçekten böyle bir tehlike görmüyorum. Aksini söylersem bunun altını doldurmak lazım, askıda kalır, gerçeklendiremem.” – Yeni CHP PM Üyesi ve Ankara milletvekili adayı Mason Bülent Kuşoğlu konuşuyor: “Tekke ve zaviyeler yeniden açılsın. Bugün mühendis, doktor gibi çağdaş bilimleri bitirmiş insanların gidip bu tür kurumlarda (yani Tekke ve Zaviyelerde) mürit olarak bulunmaları gerekmektedir.” Atatürk’ün kurduğu parti olduğunu iddia eden bu kişilere hatırlatalım: Atatürk 1925 yılında, tekkelerin kapatıldığı gün Kastamonu’da şöyle haykırmıştı: “Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en gerçek tarikat, uygarlık tarikatıdır” •Kürtçüler - PM üyesi, CHP Genel Başkan Yardımcısı, CHP İstanbul 2. Bölge 3. sırada milletvekili adayı, Diyarbakır eski Baro Başkanı Sezgin Tanrıkulu: - PKK’lıların avukatlığını yaptı. – Beyaz TV’de, Basın Kulübü programının stüdyo konuğu Mehmet Fırat, Sezgin Tanrıkulu için şunu söyledi: “Habur otobüsünden inip CHP otobüsüne bindi!” Bu sözlerden hemen sonra programa telefonla bağlanan Sezgin Tanrıkulu, Mehmet Faraç’ı şöyle tehdit etti: “Benim olmadığım yerde benim hakkımda konuşamazsın, imada bulunamazsın, konuşursan seni…” “Benim avukatlık mesleğimi konuşamazsın!” Bir televizyon programına telefonla bağlanıp, bir konuşmacıyı bar bar bağırarak Mafya ağzıyla tehdit eden Sezgin Tanrıkulu’u CHP yönetimine getirip Genel Başkan Yardımcısı olarak atayan Kemal Kılıçdaroğlu, daha sonra onu İstanbul’dan milletvekili adayı yaptı. Hiç beklemediği bir tehditle karşılaşan Mehmet Faraç, televizyon programında, Sezgin Tanrıkulu’na şöyle yanıt verdi: “CHP tabanı size gereken cevabı verecektir!” - Genel Başkan Yardımcısı Mesut Değer konuşuyor: “ Artık herkes Öcalan’la ilgili elini taşın altına koymalı”. Mesut Değer, Abdullah Öcalan dâhil tüm PKK yönetici ve militanlarını kapsayacak bir genel af çıkarılmasını savunuyor. – Kemal Kılıçdaroğlu’nun önerisi üzerine CHP’nin Tunceli 2. sıra milletvekili adayı olan Hüseyin Aygün, yayınladığı seçim bildirgesinde şunları yazdı: “1938’in katliam olduğu resmen kabul edilmeli; Dersimlilerden özür dilenmeli, 1938’de idam edilen Seyid Rıza’nın itibarı resmen iade edilmelidir.” •Kemal Derviş’çiler - Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu çok ateşli bir Kemal Derviş yanlısıdır. 15 Ekim 2010 günü İstanbul Havalimanı VIP salonunda 2 saat görüştüğü Kemal Derviş’e Kemal Kılıçdaroğlu şöyle yakarıyordu: “Bize destek olmanızı bekliyoruz.” Bu sözlere Kemal Derviş şöyle yanıt veriyordu: “Ne isterseniz emrinizdeyim” Peki, Kemal Derviş kim? Küresel Çete’nin ünlü bir uşağı! Bilge yazar Bertan Onaran’ın deyimiyle, “Alçağın en büyüğü!” Kemal Kılıçdaroğlu, aynı zamanda sıkı bir Ecevit yanlısı değil mi? Onun kasketini giyip Ecevit yanlılarına şirin görünmeye çalışmıyor mu? Peki, iktidarının son günlerinde Ecevit, Kemal Derviş hakkında ne demişti: “En büyük hatam, Derviş’i getirmek olmuştur.” İşte böylesi bir Kemal Derviş’ten, Yeni CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu destek bekliyordu! Yeni CHP’nin yönetimindeki diğer Kemal Derviş yanlıları şunlardır: - Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Hurşit Güneş. - PM üyesi Faik Öztrak: Hazine Müsteşarı olarak Kemal Derviş ekibinde yer almıştır. – PM üyesi ve milletvekili adayı Prof. Dr.Binnaz Toprak şunları söylüyor: “Bu ekonomi politikalarını AK Parti başlatmadı, daha önce başladı. AK Parti çok akıllı davrandı ve o politikaları devam ettirdi.” “Türkiye ekonomisi daha önce 3–5 büyük holdingle gidiyordu, onlara şimdi bir sürü holding katıldı. Kişi başına düşen gelirin artması ve zenginliğin artması bir gerçektir.” Görüyor musunuz, Yeni CHP’nin üst düzey yöneticisi, milletvekili adayı Prof. Dr. Binnaz Toprak, AKP’nin ekonomik politikalarını beğeniyor, övüyor! Peki, AKP’nin ekonomik politikaları övgüye değer düzeyde başarılıysa, 12 Haziran 2011 genel seçimlerinde halkımız neden AKP’ye değil de CHP’ye oy versin? Siyonist Soros Yanlıları - PM üyesi Prof. Dr. Binnaz Toprak. Siyonist Soros’tan aldığı para karşılığı, “Türkiye’de Farklı Olmak- Din ve Muhafazakârlık Ekseninde Ötekileştirilenler” başlıklı bir rapor hazırladı. İstanbul 3. Bölge milletvekili adayı olan Prof. Dr. Binnaz Toprak BUGÜN gazetesine şunları söyledi: (Bugün, 09.05.2011) “Açık Toplum Vakfı ve TESEV pek çok akademisyeni araştırmalarında desteklemiş kuruluşlardır. Türkiye’de akademik dünyada bugün daha çok araştırma yapılabiliyorsa bu tür destekler sayesindedir. Sahada araştırma yapmak pahalı bir iştir. Bunu üniversiteden aldığınız maaşla gerçekleştirebilmek mümkün değil. Yaptığımız araştırmalarda, bu kurumların konu seçiminde, metodolojinin saptanmasında, son raporunun yazılmasında herhangi bir müdahaleleri hiçbir zaman olmadı. Bu vakfın mali olarak Soros’tan destekleniyor olması vakfın faaliyetlerinin şüphe ile karşılanmasını gerektirmiyor.” Siyonist Soros tarafından hibe karşılığı iğfal edilmekte hiçbir sakınca görmeyen CHP yöneticisi ve milletvekili adayı Binnaz Toprak, Bugün gazetesine yaptığı açıklamalara şunları da ekliyor: “Türkçe ezan aşırılıktı, düzeltildi.” “Laikçi değilim.” CHP PM üyesi Prof. Dr. Binnaz Toprak, ezanın Arapça okunmasından yana! Bir zamanlar ezanın Türkçe okunmuş olmasını “aşırılık” diye niteliyor! Sanırım günümüz dünyasında, Tanrısına yalvarır dua ederken anlamadığı bir yabancı dil kullanan tek ulus olarak Türkler kalmıştır! Prof. Dr. Binnaz Toprak, CHP’nin altı okundan biri olan “laiklik” ilkesine de bağlı olmadığını çok açık bir dille itiraf etmektedir. • “Türk” Sözcüğüne Alerjisi Olanlar - PM üyesi Enver Aysever: CHP üst düzey yöneticisi Enver Aysever, “Türk” sözcüğünden rahatsızmış, alerji yapıyormuş! İlköğretim okullarında okunan “Türküm Doğruyum Çalışkanım” başlıklı and içme törenlerine de karşı çıkıyor! 13. yüzyıldan beri Hıristiyan Avrupa, bu topraklarda yaşayanlara “Türk” diyor. Hıristiyan Katolik Kilisesinde 14. yüzyıldan beri “Türk Duaları” bulunmaktadır. Türkler, en az dört bin yıldır bu topraklarda yaşamaktadır. CHP’nin Parti Meclisi üyesi Enver Aysever’e önerim, tiyatro çalışmalarına biraz ara verip, bilimsel araştırmacı Saygıdeğer Halûk Tarcan’dan Türkler konusunda bir süre ders almasıdır! - Tiyatrocu ve roman yazarı Enver Aysever, CHP’nin İstanbul 2. Bölge milletvekili adayları listesinde 16. sıraya konulduğunu görünce görevinden istifa etti. Türk’e karşı olan bir diğer yönetici ise, Yeni CHP’nin Parti Meclisi Üyesi, Prof. Dr. Binnaz Toprak. Siyonist Soros’tan para alan Binnaz Toprak, anayasanın değişmez ilk üç maddesinin değiştirilmesi konusunda AKP ile aynı görüştedir. Binnaz Toprak, anayasadan “Türklük” tanımın kaldırılmasını istiyor. •Masonlar Çok sayıda Mason, Yeni CHP’nin en üst düzey yönetim kadrolarına girmiş, milletvekili aday listelerinde en ön sıralara yerleştirilmiştir. Burada Masonluğun ne olduğunu uzun uzadıya anlatacak değilim. Masonlukla ilgili sadece iki önemli bilgi sunacağım: Mason Lojaları, yönetiminde Siyonistlerin bulunduğu Küresel Çete’nin “arka bahçeleridir” Mason Lojaları, yarı-gizli örgütlerdir. Yakın zamana kadar tam-gizli örgüt konumundaydılar, ancak dernekler yasasına göre kayıtları yapılınca, yarı-gizli örgüt durumuna geçtiler. Şimdi, Yeni CHP’nin Masonlarını tanıyalım. - Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin: * Resmi belgede sahtecilikten yargılandı, 2 yıl 6 ay hapis cezası verildi, dosyası Yargıtay’da. * Deniz Baykal’a İstanbul Eyüp’te “çarşaf açılımı” yaptırdı. * Hürriyet gazetesi yazarına, “üniversitelerde türbanın özgür olmasını istiyorum” dedi. * NTV’de bir programda, “AB için herkesle işbirliği yaparız” dedi. – Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum. Daha önce Doğru Yol Partisi’nin Genel Başkan adayı olarak adı geçen Mason Süheyl Batum, Yeni CHP’nin Genel Başkan Yardımcısı oldu. - Zonguldak’tan milletvekili adayı, Prof. Dr. Mehmet Haberal. - Ankara’dan milletvekili adayı, Sinan Aygün: * Sinan Aygün, 14 yıl Ankara Ticaret Odası Başkanlığı yaptı. * 2007 genel seçimleri öncesinde Doğru Yol Partisi’ne girdi. Adı, genel başkan adayı olarak öne çıkarıldı. * Mason Sinan Aygün, Kemal Kılıçdaroğlu’nun davetini alınca, bıyıklarını kesip CHP’den milletvekili adayı oldu. - Bursa’dan milletvekili adayı Turhan Tayan: İki dönem Doğru Yol Partisi’nden milletvekilliği, Milli Eğitim Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı yaptı. Bu üç Masonu; Mehmet Haberal, Sinan Aygün ve Turhan Taylan’ı Kemal Kılıçdaroğlu’na, eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel önermiştir. Süleyman Demirel, 40 yıl, hiç aralıksız, CHP’lilere “Komünist” damgası vurarak halkın gözünde değersizleştirmeye çalışmadı mı? “Kemalist Devrim Tamamlanacak”, “Tam Bağımsız Türkiye” diye haykıran Deniz Gezmişlerin idam kararına “kabul” diyerek onay vermedi mi? Süleyman Demirel, 50 yıllık bir Mason siyasetçidir. İşte böyle bir yapıdaki Süleyman Demirel’in isteği üzerine Masonları TBMM’ne taşıyan Yeni CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’ndan, eski CHP’li seçmenler hesap sormayacak mıdır? – İzmir 2. Bölgeden milletvekili adayı, Aytunç Çıray: * DYP’de Tansu Çiller’in kurmayı, ANAP’ta Mesut Yılmaz’ın danışmanı, Demokrat Parti’de başkan adayı oldu. Bu demektir ki, Yeni CHP’nin genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu için, artık adayların siyasi kimlikleri önemli değil! Mason olsunlar, yeter! – AKP’ye başvuru yapmasına rağmen Batman’da CHP milletvekili adayı, Faris Özdemir. Kılıçdaroğlu için, artık adayların siyasi kimlikleri önemli değil! Mason olsun, yeter! – Karabük milletvekili adayı, Mustafa Eren. – Aksaray milletvekili adayı, Mahmut Öztürk: İki dönem Doğru Yol Partisi’nden milletvekilliği yapmış. Zonguldak’taki mitingde konuşan Kemal Kılıçdaroğlu, CHP milletvekili adayı Prof. Dr. Mehmet Haberal’ı halka şöyle tanıtıp övüyordu: “Prof. Dr. Mehmet Haberal bizim, Zonguldak’ın onurudur… “Bir yiğit adam Haberal.” Haberal’ın ilk suçu üniversite kurmak, ikincisi dünyanın sayılı cerrahlarından olmak, üçüncüsü bu milleti düşünüyor olması ve dördüncü suçu mal varlığını üniversiteye bağışlaması” Kılçdaroğlu, öve öve yere göğe sığdıramadığı Mehmet Haberal’ın bir Mason olduğundan söz etmiyor, bu bilgiyi Zonguldaklılardan saklıyordu. Prof. Dr. Mehmet Haberal, eğer seçilip milletvekili olursa, Meclis’te böbrek nakli, karaciğer nakli yapmayacak, Meclis’te cerrahlık yapmayacaktır. Eğer seçilirse Mehmet Haberal, Türkiye’nin iç ve dış politikaları saptanırken rol oynayacak, yasa tasarıları verecek, yasa tasarılarına parmak kaldırıp indirecektir. Bu nedenle, Meclis’e sokulmak istenilen Mehmet Haberal’ın cerrahlığına değil, siyasi görüşlerine bakmamız gerekmektedir. Öyleyse, Mason Mehmet Haberal’ın siyasi kimliğine bakalım. Masonlar, ulusalcı değillerdir, onlar için ulus kavramı yoktur. Masonlar birbirlerine “birader” derler, önemli olan biraderlerin birbirlerini kollamalarıdır. Bu nedenle, milletvekili seçildiğinde, Mehmet Haberal’dan ulusalcı yaklaşımlar bekleyemeyiz. Yeni CHP’nin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na Masonlukla ilgili sadece şu bilgiyi vermekle yetineceğim: Atatürk, 1935 yılında Türkiye’deki tüm Mason localarını kapattırmıştı! Onlarca Masonu CHP’nin yönetim kadrolarına dolduran, listelerin en ön sıralarında milletvekili adayı yapan Kemal Kılıçdaroğlu’nun Atatürkçü olduğunu söyleyebilir misiniz? Masonların yönetimindeki Yeni CHP’ye, Atatürk’ün partisi demeye diliniz varabilir mi? Kemal Kılıçdaroğlu, Zonguldak’ta hemşerilerime Mehmet Haberal’ı büyük övgülerle tanıtırken, Mehmet Haberal’ın başka bir niteliğini de hemşerilerimden saklıyordu. Neydi o sakladığı niteliği Mehmet Haberal’ın? Prof. Dr. Mehmet Haberal, Ankara’da kurduğu Başkent Üniversitesi’nin Rektörüdür. Prof. Mehmet Haberal, bu üniversitede gençlerimize Avrupa Birliği’nin “Erasmus Programını” uygulamıştır. Peki, Erasmus Programının amacı nedir? Erasmus Programı, gençlerimizin ulusal kimliklerini silmek, yerine Hıristiyan Avrupa kimliğini yerleştirmek amacıyla tasarlanmıştır. Bir AB Mandacısı olan Prof. Dr. Mehmet Haberal, bir Erasmus Profesörüdür, gençlerimizin ulusal kimliklerini yok etmekle görevlendirilmiştir. İşte, kendisini halkımıza “dürüst ve namuslu” bir siyasetçi olarak göstermeye çalışan Kemal Kılıçdaroğlu, Mehmet Haberal’ın bu niteliğini de dillendirme dürüstlüğünü göstermemiş, bu çok önemli gerçeği de halkımızdan gizlemiştir. •Patronlar - Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran: * Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Yönetim Kurulu eski başkanı. * Siyonist Soros’un hibelerle iğfal ettiği TESEV’den destek alıyor. * Amerikan Ulusal Demokrasi Vakfı (NED9/CIPE) destekli Ekonomistler Platformuna danışmanlık yapıyor. – Genel Başkan Yardımcısı Sema Kaleli: * Kâmil Koç Otobüs Şirketi Yönetim Kurulu Başkanı. * Bursa’da yaptığı bir konuşmada “Atatürk ilkelerinin ve Cumhuriyetin bekçisi değilim, olmak da istemiyorum” demiş, 28 Mart 2011 günü TRT’de Nuriye Akman’ın sunduğu “Akılda Kalan” programında, bu sözlerinin arkasında durduğunu vurgulamıştı. * Kemal Kılıçdaroğlu, Sema Kaleli’yi, CHP Parti İçi Eğitimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı yaptı. Bundan şunu anlıyoruz: Yeni CHP’liler, Atatürk ilkelerine ve Cumhuriyete karşı eğitileceklerdir. * Sema Kaleli, CHP’nin Bursa milletvekilleri aday listesinde 1.sıraya konuldu. 2. sırada da, Mason Süleyman Demirel destekli, Mason Turhan Tayan bulunmaktadır. • Siyonist İsrail’in Dostları TBMM’de Siyonist İsrail’in 317 milletvekili dostu bulunmaktadır. Bunlardan CHP’li olanlar: Kemal Kılıçdaroğlu, Kemal Anadol, Onur Öymen, Yılmaz Ateş, Canan Arıtman, Mehmet Sevigen, Cevdet Selvi, Atilla Kart, Nesrin Baytok, Atilla Emek, Ensar Öğüt, Şahin Mengü, Vahap Seçer, Recai Birgün. • Özelleştirmeciler Tüm CHP yöneticileri ve milletvekilleri Özelleştirme yanlısıdırlar. – Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Zeki Gündüz: Türk ulusunun öz mallarının Özelleştirme adı altında küresel sermaye şirketlerinin eline geçmesinde rehberlik yapan PwC adlı şirketin ortağı ve yöneticisidir. AB Mandacıları Başta Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere, CHP’nin tüm yöneticileri ve milletvekilleri AB mandacısıdır. CHP’nin, AB’nin başkenti Brüksel’de bir ofisi bulunmaktadır. Eski bir hesap uzmanı olmakla övünen Kemal Kılıçdaroğlu, Yeni CHP’nin Brüksel’deki ofisinin yıllık harcamalarının tutarını halkımıza açıklamakla görevlidir, çünkü o paralar da Türk halkının cebinden çıkmaktadır! Kemal Kılıçdaroğlu, bakın neler diyor: “CHP, Türkiye’yi AB’ye sokmakta kararlı…” “Türkiye’nin AB sürecini CHP başlatmıştır, CHP mutlu sona ulaştıracaktır” “CHP yönetiminde Türkiye, AB üyeliği gerçekleşene kadar ki süreçte, AB’nin geleceği için projeler geliştirecektir” Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu söylemlerinden açıkça anlaşılmaktadır ki, Türkiye’yi AB’nin Mandası yapmak isteyen, Türk halkını Hıristiyan AB’nin vesayeti altına sokmak isteyen, CHP’ymiş, başka bir parti değil! Mandacılığı savunan, savunmanın ötesine geçip bayraktarlığını yapan Yeni CHP, “Manda kabul etmeyiz! Ya İstiklâl ya ölüm!” diyen Atatürk’ün partisi olabilir mi? - AB mandacılığının bayraktarlığını en önde yapanlar: Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Süheyl Batum, Genel Başkan Yardımcısı Didem Engin, Prof. Dr. Halûk Koç, PM üyesi Gülsün Bilgehan Toker, PM üyesi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Sencer Ayata. • ABD Hizmetkârları Başta Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere, CHP’nin tüm yöneticileri ve milletvekilleri ABD vesayeti altında yaşamaktan yanadırlar. ABD hizmetkârlığında öne çıkanlar: - Genel Başkan Yardımcısı Osman Korutürk - Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran - PM üyesi Gülsün Bilgehan - PM üyesi Faik Öztrak - PM üyesi Faruk Loğoğlu • NATO’cular Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu konuşuyor: “AB, NATO ile birlikte Avro-Atlantik camiasının temel direkleridir. Türkiye bu camianın vefalı bir üyesi olagelmiştir ve kararlılıkla öyle kalmalıdır.” Tüm CHP yöneticileri ve milletvekilleri NATO’cudur. Peki, NATO nedir? Bu sorunun yanıtını, konun uzmanı araştırmacı yazar Erol Bilbilik versin: “NATO’nun temel amacı ulusal orduların tasfiye edilmesidir. Ulusal orduların tasfiyesi; ulus devletlerin, ulusal sınırların, ulusal tarihin, ulusal ekonominin, ulusal kültürün, ulusal dilin ve ulusal dini mensubiyetin tasfiye edilmesidir” Bu tanımdan sonra, Erol Bilbilik şöyle haykırıyor: “NATO’culuk karşı devrimciliktir” Tümü NATO’cu olan Yeni CHP’nin yöneticileri, başta Kemal Kılıçdaroğlu olmak üzere, karşı devrimcidirler! Yani, Kemalist Devrimin karşıtlarıdırlar! Peki, bu yapısıyla, Yeni CHP’nin AKP’den bir farkı var mıdır? Ana hatlarını çizdiğim Yeni CHP’nin üst düzey yöneticilerinin yapılarına ve niteliklerine bakarak sizlere soruyorum: “Bu fotoğrafta neyi görüyorsunuz?” CHP’de; Fethullah Gülencilere, Kürtçülere, Kemal Dervişçilere, Siyonist Sorosçulara, Türk’e Alerji Duyanlara, Masonlara, Patronlara, Siyonist İsrail Dostlarına, Özelleştirmecilere, AB Mandacılarına, ABD Hizmetkârlarına ve Natoculara ayrı ayrı kontenjan verilmiştir. Tüm Kemalist Devrim karşıtları bir araya gelmiştir. Peki, sizlere bir soru daha sorayım: “Bu fotoğrafta neyi görmüyorsunuz?” Dostlarım, bu fotoğrafta Kemalistler yok! Kemalistlere kontenjan verilmemiş! Yeni CHP’de; ulusalcılara, bağımsızlık yanlılarına, anti-emperyalistlere, Atatürkçülere yer verilmemiştir! Yeni CHP’de tek bir Kemalist yok! Bugüne kadar CHP’ye, “Atatürk’ün Partisi” diyerek oy vermiş yurttaşlarımıza sesleniyorum: Bu CHP, yani Yeni CHP, Atatürk’ün partisi değildir! Yeni CHP’nin AKP’den hiçbir farkı yoktur! Biliyorum, sindirmekte zorluk çekeceksiniz, ama söylemek benim görevim, bir kesimin özlediği Yeni CHP iktidarı, AKP iktidarından çok daha yıkıcı olacaktır! Çünkü Yeni CHP; AKP’nin tüm olumsuz politikalarını, “Atatürk’ün adını” kullanarak yapacaktır! Kemalistler, Karşı devrimcilere “Atatürk’ün adını” kullanma fırsatı verebilirler mi? Yılmaz Dikbaş 13 Mayıs 2011 dikbas@kalinka.com.tr www.kalinka.com.tr www.dikbas.tv 0532 233 31 52

designed by mescomedia